İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya…
Konyalıdır…
Nereli olduğu çok da önemli değil…
Önemli olan işini iyi yapması…
Şu da var, bir hemşehrisi olarak gurur duyuyor muyum?
Tabii ki duyuyorum…
Sadece ben mi?
Bana göre, illegaller hariç, hemen hemen herkes kendisiyle hem gurur duyuyor, hem de dua ediyor…
Yerlikaya, illegallerle acayip mücadele ediyor ve bu yapılanmanın başındakilerinin kulaklarından tutup, hak ettikleri yere gönderiyor…
Daha açık konuşmak gerekirse, arsızlarla-hırsızlarla, çakallarla-sırtlanlarla, gaspçılarla-zehir satan tacirlerle, bilumum yasa dışı işlerle iştigal eden bütün vasıflı-vasıfsız vatan hainleriyle mücadele ediyor…
Özellikle de, 81 ilimizde kendilerini “mafya” diye nitelendiren çapsızlara, devletin gücünü gösteriyor…
Başka bir deyişle, insanlıktan nasibini almamışlara göz açtırmıyor, tepelerine balyoz gibi iniyor…
Göreve geleli, yanılmıyorsam 5-6 ay oldu…
Yani, Haziran 2023’de Süleyman Soylu’dan görevi devraldı…
Bakanlıktan önce Erzin, Felahiye, Derabucak, Hilvan ve Sarıkaya Kaymakamlığı, daha sonra İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği, 2004-2007 tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü görevinde bulundu…
Sonrasında Şırnak, Ağrı, Tekirdağ, Gaziantep ve en son İstanbul’da Vali olarak görev yaptı…
Yani, kısa sürede önemli görevlerde bulunması, kendisine İçişleri Bakanlığı’nın yolunu açtı…
Kısa mesafede büyük adımlar attı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya…
Özellikle organize suç örgütlerine yönelik yaptığı operasyonlarla büyük gürültü çıkardı…
Kulağından tutup enselediği şüphelilerle, bir kamyon dolusu mafya bozuntusuna vurduğu darbelerle, özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi zehirleyen yılanlarla, yani uyuşturucu tacirleriyle savaşarak ve bu savaşı kazanarak Türk toplumun, taraflı-tarafsız herkesin kendisine olan güveni tazeledi Ali Yerlikaya…
Bitti mi?
Tabii ki bitmedi…
Ülkenin başına “bela” olmuş ya da “çöreklenmiş” bu yalanlarla, bu yılanlarla mücadelesinde kaldığı yerden devam edecektir…
İnlerine inmeyi sürdürecek…
Siz görüntüsüne bakıp aldanmayın…
Suçsuza pamuk gibi, suçluya demir gibi bir adam…
Ülkemizde illegal ne varsa çökertmesi yetmiyormuş gibi, İnterpol tarafından hakkında kırmızı bülten bulunan biri suç örgütü elebaşı, iki yabancı uyrukluyu da enseledi…
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bizzat kendi sosyal medya hesabından duyurdu, bu uluslararası enseleme işini…
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada da, hangi büyüklükte olursa olsun, hangi bültenle aranırsa aransın, halkın huzurunu kaçıran ulusal ve uluslararası organize suç örgütlerine, zehir tacirlerine ve çetelere nefes aldırmayacaklarını söyledi…
Valla helal olsun Ali Yerlikaya’ya…
Biri İngiliz, diğeri Çin uyruklu, İnterpol tarafından da aranan iki suçlunun paketlenmesi sıradan bir iş değil…
Bütün bu sorunları çözerken ya da çözdükten sonra televizyonları ya da gazeteleri kullanmıyor, sadece kendi sosyal medyasından vatandaşlarla paylaşıyor…
Hepsi bu…
Dolayısıyla da işini iyi yaptığı için ülkenin büyük bir kesiminin takdirini kazanıyor, marifetli adam…
Allah var, hem işini iyi yaptığı için, hem de hemşehrim olduğu için seviyorum Ali Yerlikaya’yı…
Allah ayağına taş değdirmesin.
EMRE BELÖZOĞLU’NUN KÜFÜRLERİ
Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın cinnet ve o ruh haliyle saldırdığı Halil Umut Meler olayı bildiğiniz gibi, sadece Türkiye’de değil, dünyada yankı uyandırdı…
Burada bütün projektörler Faruk Koca’ya çevrilirken, olayları tırmandıran bir başka Ankaragücülü isim ise Emre Belözoğlu…
Maçtan sonra maçın hakemine en ağır küfürleri eden Emre Belözoğlu’nu sakinleştirmeye çalışan ise Çaykur Rizespor’un hocası İlhan Palut…
Olayın yaşandığı sırada Emre Belözoğlu, çok ağır küfürler ederek ve parmağını sallayarak, hakemin maçı katlettiğini haykırıyor…
İlhan Palut ise Emre Belözoğlu’na sarılarak, “Hocam içeri gir lütfen, zor duruma düşürme kendini, ceza alırsın” diyerek sakinleştirmeye çalışıyor, buna rağmen Emre Belözoğlu susmuyor!
Kısacası; hem maç oynanırken, hem de maçtan sonra olayların fitilini ateşleyen ne yazık ki, Emre
Belözoğlu…
Yazık…
Ankaragücü bu olaylar neticesinde küme düşerse ki, işi kolay olmayacak, bunun sorumluluğunu kim üstlenecek?
Faruk Koca mı, Emre Belözoğlu mu?