Galatasaray’da Florya tartışması
Galatasaray Kulübü’nün Florya Projesi’nin başındaki isim Adnan Polat, Divan Kurulu ağustos ayı olağan toplantısında konuştu. Polat, “Florya’da en yüksek teklifi veren bu ihaleyi kazanacak diye bir şey yok. En doğru teklifi verene biz bunu vereceğiz” ifadelerini kullandı.
Adnan Polat açıklamasında “Florya işi olacak, başka alternatifimiz yok. En kötü satış fiyatıyla yaptığımızı varsayalım; Galatasaray’ın buradan toplamda 300 milyon dolar bir kazancı oluyor. En kötüsü ve minimumunu söylüyorum. Tabii oradaki 70 milyon dolar kredi borcuna gidiyor” dedi.
Polat’ın açıklamasına kulüp içerisinden hemen itiraz ve eleştiriler geldi.
Galatasaray Eski Başkan Yardımcısı ve hukukçu Rezan Epözdemir Polat’ın açıklamalarına dair şüphelerini sıraladı.
Bir açıklama yapan Epözdemir, Polat’ın “300 milyon Dolar gelir olacak” açıklamasına karşılık, “Galatasaray’ın bu projeyi sevgili Erden Timur’un daha önce vurguladığı ve savunduğu, yine bizim de başından beri savunduğumuz gibi kendisinin yapması halinde kasasına girecek olan tutar yaklaşık 900 milyon USD’dir” ifadelerini kullandı.
Epözdemir açıklamalarında şunları aktardı:
“Florya arazisinde, emsal dışı alanlar ve teras alanları ile birlikte toplamda 110.000 metrekare satılabilir inşaat alanı vardır. Bu taşınmazın hemen yanında bulunan %60’ı tamamlanmış olan ve bir yıla kadar tamamı bitecek olan Florya Nivak projesinden alınan ve kamuoyu ile paylaştığımız ıslak imzalı teklife göre, bu projenin metrekare brüt satış fiyatı ise yaklaşık 10.000 USD’dir.
Herkes bu projenin satış ofisinden gidip ıslak imzalı teklif alabilir. Galatasaray markası ile yapılacak olan bir proje çok daha yüksek bir rakamla satılabilecek olmasına rağmen, metrekare brüt satış fiyatı en azından emsaline uygun bir şekilde ortalama 10.000 USD olmalıdır. Florya projesinin taşeronlar marifetiyle, Galatasaray’ın kendisi tarafından yapılması halinde taşeron karı dahil inşaat maliyeti 200 milyon USD’dir.
SÖZLEŞMEDE NE YAZIYOR
Yani Galatasaray’ın bu projeyi sevgili Erden Timur’un daha önce vurguladığı ve savunduğu, yine bizim de başından beri savunduğumuz gibi kendisinin yapması halinde kasasına girecek olan tutar yaklaşık 900 milyon USD’dir. Şayet burası Galatasaray tarafından taşeronlar vasıtasıyla yapılamaz ise, bu halde son yetki Genel Kurulu’nda yaptığımız müdahaleler ve değişikliklerle birlikte kabul edilen yetki metnine göre, yönetim kurulumuzun yetkisi kendisi yapmayacaksa, anahtar teslim olmak kaydıyla %50’nin altına düşmemek üzere bu sözleşmenin yapılması şeklindedir.
Yapılacak olan hasılat paylaşım sözleşmesinde minimum oran %50 olsa dahi, Galatasaray’ın kasasına girmesi gereken tutar 550 milyon USD’dir. Sayın Başkan dahi seçim döneminde yayınladığı raporda hasılat paylaşım sözleşmesine göre Galatasarayın kasasına yaklaşık 450 Milyon USD gireceğini ifade etmesine rağmen birden bire bu 300 Milyon USD Nereden çıkmaktadır? Galatasaray kendi aleyhine ve zararına olarak niçin böyle bir ön kabulde bulunmaktadır?
Ha keza, ‘en yükseği değil en doğrusu’ ifadesi son derece yoruma açık, yanlış anlaşılmaya matuf ve rölativ bir ifadedir. BORÇLAR KANUNU’NA GÖRE HASILAT PAYLAŞIM SÖZLEŞMESİ; SATILACAK OLAN BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİN SATIŞ GELİRİNDEN KARARLAŞTIRILAN ORANDA PAY ALINMASI ESASINA DAYANIR. YANİ ZATEN KULÜBÜMÜZ BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİN TOPLAM SATIŞ BEDELİ ÜZERİNDEN, İHALE SONUCUNDA TESPİT EDİLECEK OLAN ORAN ÜZERİNDEN PAYINI ALACAKTIR. Hal böyle iken, şimdiden niçin 300 MİLYON USD gibi rakamlar telaffuz edilmektedir?
Hele hele bu rakamın bizatihi ihale komisyonu başkanı olan Sayın Eski Başkanımız tarafından ihale öncesinde kamuya açık bir şekilde paylaşılması son derece talihsizdir. Bu rakamı duyan yükleniciler ihalede ne teklif vereceklerdir? Zaten elde edilecek gelir üzerinden fiili paylaşım yapılacaktır. Satım sözleşmesinin aksine, hasılat paylaşım sözleşmesinde hiç bir bedel yer almayıp, paylaşım oranı yer alacağından, niçin peşinen elde edilecek rakamlara atıf yapılmaktadır ve bu kamuoyuna da deklare edilmektedir?
Bu husus son derece gayrimakul ve düşündürücüdür. Florya arazisi Galatasaray’ın elindeki son ve en önemli değerdir, Riva’da yaşanan zarar ve travmanın burada yaşanmaması için bu sürecin hukuken sonuna kadar takipçisi olacağız.”