ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da kabul ettiği İsrail Başbakanı Netanyahu ile ortak basın toplantısı düzenledi. Gazze’nin artık tamamen yerle bir olmuş devasa bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, Gazze’deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savundu.
KİRLİ PLANIN PERDE ARKASI
Netanyahu ve Trump tarafından yürütülen bu kirli işgal planının perde arkasında Gazze’deki 38 milyar metreküp 4 milyar dolarlık doğalgaz rezervinin olduğu ortaya çıktı. İsrail’in güvenlik gerekçesiyle çıkartamadığı bu gazın, Gazze boşaltıldıktan sonra çıkartılarak bu ilke arasında pay edileceği konuşuluyor.
GAZZE AÇIKLARINDAKİ DOĞALGAZ REZERVİNİN TARİHÇESİ
İsrail 1999 yılında gazın keşfinden bu yana izlediği politika ile Filistin’in Gazze açık denizindeki doğal gaz haklarından yararlanmasını zamana yayarak önledi. Ancak Filistinliler bu haklarını gündemde tutmak için Doğu Akdeniz Gaz Forumu gibi çeşitli uluslararası etkinliklere katılmış ve eylemler yaparak seslerini duyurmaya çalışmıştı. Son olarak 2022 yılının eylül ayında Gazze Limanı’nda düzenlenen etkinlikte doğalgaz haklarının gasp edilmesi protesto edilmişti.
2001 YILINDA İKİ KUYU AÇILDI AMA…
Gazze şeridi açıklarında keşfedilen bu doğal gaz için önce 1999 yılında Yasser Arafat yönetimi sırasında British Gas Group (BG)ile Filistin Otoritesi arasında bir sözleşme imzalanmıştı. British Gas Group, 2000 yılında bölgede iki kuyu açmış ancak 2001 yılında İsrail Başbakanı Ariel Sharon Gaz rezervlerinin İsrail’e ait olduğunu belirterek İsrail’den asla gaz almayacağını açıklayarak 2003 yılında anlaşmayı veto etmişti. 2007 yılında ise Ehud Olmert hükümeti yeni bir anlaşma olabileceğini açıklamış ancak İsrail savunma yetkilileri Hamas’a nakit aktarılacağı gerekçesi ile karşı çıkmıştı. Aralık 2007’de BG Grubu İsrail ile müzakerelerden çekilmiş, 2008 yılında yeniden başlayan müzakereler ise sonuçsuz kalmıştı. 2015 ortalarında Filistin Yönetimi British Gas ile müzakerelere yeniden başladı ve gaz sahalarındaki hissesini yüzde 10’dan yüzde 17,5’e çıkardı. 2016 yılında Shell BG’nin %55 hissesini satın aldı. Ancak Shell de İsrail’in karşı duruşu nedeniyle 2017’de konsorsiyumdan çıkma talebini Filistin’e iletti. Filistin Yatırım Fonu, Shell’in hisselerini devralacak yeni bir yabancı grup arayışına girdi ve 2021 yılında Mısır’ın devlete ait gaz şirketi EGAS ile görüşmelere başladı. Şubat 2021’de Filistin Yönetimi Mısır ile Gazze doğalgazının geliştirilmesine ilişkin bir mutabakat zaptı imzaladı. İsrail Haziran 2023 ‘te bu konunun taraflarla görüşülebileceğini duyurdu.
ÇABALAR SONUÇ VERMEDİ
Sonuç olarak 24 yıldır Filistin tarafının gösterdiği çabalarFilistin- Gazze açık denizindeki kendilerine ait doğalgazın geliştirilmesi için yeterli olmadı. Bir diğer deyişle İsrail, özellikle Gazze şeridinde Hamas’ın yönetime geçmesinden sonra Gazze açık deniz doğalgaz yataklarının geliştirilmesini birçok şarta bağladı, zamana yaydı ve Gazze şeridindeki enerji ve dolayısıyla su ablukasının devamını sağladı.
ÇIKARTILMASI NEDEN ENGELLENDİ?
Gazze açık denizindeki doğalgazın çeyrek asra yakın bir süredir geliştirilmesinin çeşitli gerekçelerle engellenmesi İsrail’in Filistin’i tecrit ve kontrol politikasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu gaz rezervi Gazze şeridinin enerji ve su konusunda İsrail’e olan bağımlılığının çok büyük oranda azalmasına neden olacaktı. Gazze Şeridi, İsrail’in kendisine temin ettiği su dışındaki suyu, yeraltı suyu kuyuları ve deniz suyu arıtma tesislerinden sağlamaktadır. Bu iki su kaynağı da enerjiye ihtiyaç duyuyor. Gazze’ye giden su gibi elektrik enerjisini ve enerji kaynaklarını büyük oranda kontrol eden ve kısıtlayan İsrail bu durumda su teminini de kısıtlamış oluyor. Gazze şeridi açıklarındaki gazın Filistin devletinin de ortaklığı ile çıkartılması durumunda Filistin’in 15 yıl boyunca doğalgaz ihtiyacını karşılayacağı ve artan gazdan da gelir elde edeceği belirlenmiş. Gazze’nin kuzeyinin İsrail tarafından işgali Filistin’i bu gazın faydalarından mahrum edecektir. Bu durumda Filistin’in su ve enerji konusunda İsrail’e bağımlılığı artarak sürecektir.
More Stories
Tuncer Bakırhan: Öcalan onurlu bir barışın formülünü hazırlıyor
KKTC’den bomba haber: Büyükelçi Yasin Ekrem Serim görevden alındı
İç Anadolu’da Kar Yağışı Etkili